Sürdürülebilirlik alanında önemli konulardan biri terminolojinin doğru ve yerinde kullanılması, herkesin bir terimden aynı anlamı çıkarabiliyor olmasıdır. Bu konuda pek çok dilde karmaşa ve sorun olduğu biliniyor. Burada verilebilecek en öğretici örnek de İngilizce “greenwashing” için Türkçedeki kullanımlardır. Bu konuda şu makalemize bakmanızı öneririz. “Greenwashing” İçin Türkçe Karşılık Ne Olmalı?
ESG, “environmental, social, governance” terimleri Türkçeye “çevresel, sosyal, yönetimsel” faktörler olarak çevrilmekte ve bunlar için ÇSY kısaltması kullanılmaktadır.
İngilizce “ESG” ve “Sustainability” terimlerinin birbirleri yerine kullanıldığına sıklıkla rastlanmaktadır. Peki bu iki terim gerçekten aynı anlamda mıdır? Doğrudan cevap arayanlar için cevabımız hayır olacaktır. Bu iki terim aynı anlamda değildir ama bazı durumlarda birbirleri yerine kullanılmasında da bir sakınca yoktur. Peki bu iki terim hangi yönlerden farklılık taşır?
Bu makalemizde, ÇSY (ESG) ile sürdürülebilirlik (sustainability) konseptlerini kısaca karşılaştıracağız.
İçindekiler
ToggleSürdürülebilirlik ve Sürdürülebilir Kalkınma: Genel Kabul Görmüş Tanımlar
Sürdürülebilirlik için genel kabul görmüş tanım sürdürülebilir kalkınma bağlamında şöyledir: Bugünkü ihtiyaçlarımızı gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılamada kullanacakları kaynaklardan ödün vermeksizin karşılamaya yönelik yaklaşımlar ve uygulamalar bir bütün olarak sürdürülebilir kalkınma olarak kabul edilmektedir (“meeting the needs of the present without compromising the ability of future generations to meet their own needs.”). Sürdürülebilirlik de sürdürülebilir kalkınmaya hizmet eden tüm uygulama ve yaklaşımlardır. Sürdürebilirlik için tüm dünyada genel kabul görmüş tanım bu yöndedir ve bu tanım Brundtland (Gro Harlem Brundtland) Raporu (Report of the World Commission on Environment and Development: Our Common Future) olarak adlandırılan bir rapor ile 1987’de ortaya konulmuştur. Özetle sürdürülebilirlik, sürdürülebilir kalkınmaya hizmet eden yaklaşımlar, politikalar ve uygulamalardır da denilebilir.
Buradan görüleceği üzere sürdürülebilirlik geniş kapsamlı bir kavramdır ve bir ekonomiyi hatta bir bölgeyi ve dünya ekonomisini de kapsayabilir ve her konuya değinebilir. Örneğin, üretim yaparken çevreye zarar vermek sürdürülebilirliğe aykırı bir yaklaşımdır. Üretim gereklidir ama bu gezegenimize bir zarar vermeyecek ve doğal dengeleri bozmayacak bir tarzda yapılmalıdır. Bize göre sürdürülebilirlik her konuda bir denge (balance) anlamındadır. Üretimde denge, tüketimde denge, iş hayatında denge, yönetimde denge ve tüm bu unsurlar arasında denge sürdürülebilirlik için gereklidir. Böylece, bugünkü dünyanın insana sağladığı çevresel, sosyal ve ekonomik imkanlar hiçbir ödünleşmeye gerek olmadan gelecek nesillere de sağlanabilmiş olacaktır.
Sürdürülebilirlik tanımı içerisinde, sorumluluk, uzun vade perspektifi, doğa ile uyum ve denge, kapsayıcılık ve çok yönlü düşünme gibi kriterler çakılıdır. Hem sürdürülebilirlik hem de sürdürülebilir kalkınmayı ifade eden önemli bir çerçeve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarıdır. Bu amaçlar aslında sürdürülebilirliğin temel hedefleridir. Yani sorumlu üretim ve tüketim, herkesin refahına uygun politika ve uygulamalar, sonuçta dengeli ekonomik kalkınma ve kimseyi geride bırakmama konseptleri sürdürülebilirliğin temel esasları olarak benimsenmektedir. Aşağıdaki görselde Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları verilmektedir.
Görüleceği üzere, sürdürülebilirlik çok kapsayıcı bir içeriğe sahiptir. Sürdürülebilirlikte kapsam, birey, firma, ekonomik aktörler, özel sektör ve kamu sektörü aktörleri, genel ekonomi ve global refah dahil çok geniştir.
Belirtmek gerekir ki, sürdürülebilirlik yaklaşımlarını tarihini geriye doğru bir yerde sınırlamak mümkün değildir. Bilinen eski kullanımlardan birinin 1713’te Hans Carl von Carlowitz tarafından ormanların dengeli kullanılması bağlamında olduğu ve sürdürülebilirlik anlamında Almanca “Nachhaltigkeit” teriminin ilk kez “Sylvicultura oeconomica” çalışması ile ortaya atıldığı ileri sürülmektedir.
ÇSY için Tanım ve Kapsam ve ÇSY’nin Kullanımı
ÇSY bir konsept olarak ilk ortaya atıldığında daha çok özel sektör için yatırım ve finansman bağlamında düşünülmüştür. Sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilirlik ile karşılaştırıldığında ÇSY göreceli olarak yeni bir konsepttir. ÇSY konseptinin ilk olarak 2004 yılında ortaya konulduğu ileri sürülmekte iken sürdürülebilir kalkınma 1987’deki Brundtland Raporuna dayanmakta ama sürdürülebilirlik konsepti için 1700’lü yıllara kadar gidilebilmektedir. Esasında, sürdürülebilirlik konseptini belirli bir tarihle sınırlandırmak çok güçtür. ÇSY daha çok firma ve yatırım odaklı bir konsept olduğu için göreceli olarak genç sayılabilecek bir terimdir.
ÇSY konsept olarak ilk ortaya atıldığında tanımı net bir şekilde yapılmış değildi, sadece ÇSY’nin kullanılacağı alanlar üzerine tavsiyeler ortaya konulmaktaydı. ÇSY finans sektörü için düşünülmüş, finans sektörü ile sürdürülebilirlik bağlantısı öngörülmüştü. ÇSY konseptinin temelde 2004 yılında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Global Compact organizasyonu etrafında “Who Cares Wins” girişimi ile ortaya atıldığı kabul edilmektedir.
Bu girişimde ÇSY yani ESG formal bir şekilde kullanılmış ve ÇSY faktörlerinin varlık yönetimi, menkul kıymet aracılık hizmetleri ve araştırma faaliyetlerine entegre edilmesi tavsiye edilmiştir. Bir başka ifade ile, ÇSY temelde özel sektörde belirli alanlarda kullanım aracı olarak düşünülmüştür. ÇSY’den önce benzer konseptler, örneğin “triple bottom line”, zaten kullanılmaktaydı ancak zamanla ÇSY daha yaygın bir kullanıma dönüşmüştür.
ÇSY çok yönlü içeriği olan bir konsepttir. Ancak, bir sınıflandırma olarak ÇSY temelde şu unsurlardan oluşur.
Çevresel Faktörler
(E: Environmental Factors) |
Sosyal Faktörler
(S: Social Factors) |
Yönetimsel Faktörler
(G: Governance Factors) |
İklim değişimi, iklim değişimini azaltma ve iklim değişimine uyum, örneğin sera gazı emisyonlarının azaltılması, su, hava ve toprak kirliliğinin önlenmesi, deniz ve tatlı su kaynakları, biyoçeşitlilik ve ekosistemin korunması, döngüsel ekonomi ve ilgili konular. | Bir organizasyonun kendi çalışanları, değer zincirinde çalışanlar, onların çalışma koşulları ve hakları, insan hakları, eşitlik ve katılımcılık, çalışanların refahı, sağlığı ve sosyal güvenliği, kişisel hakların ve verilerin korunması, veri güvenliği, etkilenen topluluklar, toplumsal katkı ve etki, nihai tüketiciler, bu bağlamda ürünlerin kalitesi ve güvenliği ve ilgili konular. | Çevresel ve sosyal konuların organizasyonun bütününe ve yönetim yapısına nasıl entegre edildiği, yönetim kurulunun yapısı, bağımsızlığı ve çeşitliliği, kurumsal kültür ve etik kurallar, iş yapma politikaları, ortaklık yapısı, yöneticilerin ücretlendirme politikaları, muhasebe ve risk yönetimi dahil tüm yönetim politikaları, paydaşlarla ilişkiler, mevzuata uyum, şeffaflık ve kamuyu aydınlatma politikaları, yolsuzluklara karşı politikalar ve araçların kullanımı ve ilgili konular. |
Bugün ÇSY yukarıda verdiğimiz sınıflandırmaya göre özel sektörde finansal ve finansal olmayan tüm işletmelerce bir araç olarak kullanılabilmektedir. Finans dünyasında ise ÇSY yeni bir yatırım alanı ve karar aracı olarak giderek artan bir etkiye sahiptir. Örneğin kurumsal bir yatırımcı ya da bir yatırım fonu ya da bir portföy yönetim şirketi, yatırım kararı alırken diğer faktörler yanında yatırım yapacağı şirketin seçiminde ÇSY düzeyine bakabilmekte ve bunun için ÇSY skoru (ESG Rating) dahil ÇSY ile ilgili raporlar ve ilgili metrikleri esas alabilmektedir.
Bilim dünyasında ise ÇSY temel araştırma alanlarından biridir. En büyük bilimsel tartışmalar da ÇSY’nin firma başarısına ve finansal performansa etkileri etrafında dönmektedir.
Bugün ÇSY bir taraftan daha yaygın bir terim olarak kullanılmakta öte taraftan da politik bir malzeme haline getirildiğinden içeriğine ve kullanımına dair ciddi görüş aykırılıkları bulunmaktadır. Hatta bazı görüşlere göre artık ESG terimin terkedilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
Özetle, ÇSY bir piyasa terimi olarak doğmuştur ve daha çok işletmelere ve finans sektörüne hitap eder. Ancak, sürdürülebilirlik şemsiye bir terimdir ve ÇSY (ESG) dahil tüm sürdürülebilirlik terimlerini kapsar. Sürdürülebilirlik kamu ya da özel, şirket ya da herhangi bir organizasyon, her kesimi ilgilendiren konuları içerir ve herkese hitap eder.
Ecolithic olarak bize göre ÇSY bir araçtır ve yerinde ve doğru kullanıldığında etkili olur. Bu nedenle biz daha çok sürdürülebilirlik yaklaşımları üzerinden ilerlemekte ve bu bağlamda “rasyonel sürdürülebilirlik” konseptini benimsemekteyiz.
Ecolithic ile “rasyonel sürdürülebilirlik” dünyasına adım atmak isterseniz size çok yakınız: [email protected]