Halka Açık Olmayan Şirketler İçin Sürdürülebilirlik Raporlaması Zorunluluğu

Bilindiği üzere Kamu Gözetimi Kurumu’nun (KGK) 29.12.2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Kurul Kararında belirli işletmelerin 01.01.2024 tarihinden itibaren zorunlu sürdürülebilirlik raporlamasına tabi olacağı açıklanmıştır. Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) Uygulama Kapsamına İlişkin Kurul Kararı Kapsamında BDDK ve SPK gözetim ve denetimi alanındaki şirket ve yatırım kuruluşları arasından;

  • Aktif toplamı 500 Milyon Türk Lirası
  • Yıllık net satış hasılatı 1 Milyar Türk Lirası
  • Çalışan sayısı 250 kişi

    ölçütlerinden en az ikisinin eşik değerlerini art arda iki raporlama döneminde aşan işletmeler zorunlu uygulama kapsamına dahildir.

Öte yandan 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun düzenleme ve denetimine tabi bankalar, herhangi bir eşik değere tabi olmaksızın zorunlu raporlama kapsamındadırlar. Ancak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu bünyesinde yer alanlar bankalar bu uygulamadan muaf tutulmuştur.

Bu bağlamda, halka açık olmayan şirketler için doğrudan TSRS çerçevesinde sürdürülebilirlik raporlaması zorunluluğu bulunmamaktadır. Öte yandan, KGK Kurul Kararına göre İşletmelerin, uygulama kapsamı çerçevesinde TSRS’leri uyguladıkları ilk iki yıllık raporlama dönemlerinde Kapsam 3 (değer zinciri) sera gazı emisyonlarını açıklamaları zorunlu değildir.

Zorunlu olmamakla birlikte, kapsam dışında yer alan işletmeler de gönüllülük esasına göre Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarına uygun raporlama yapabilirler. Gönüllü raporlama opsiyonu şirketler için büyük bir fırsattır ve bu fırsatın değerlendirilmesi tavsiye edilmektedir.

IFRS Foundation tarafından oluşturulan Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulunun (International Sustainability Standards Board-ISSB) yayımladığı standartları esas alan TSRS, rehberlik kaynakları olarak Küresel Raporlama Girişimi Standartları (Global Reporting Initiative-GRI Standards) ve Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarına (European Sustainability Reporting Standards-ESRS) atıfta bulunulabileceğini, yani dünyaca ve AB şirketlerince uygulanan ve uygulanacak olan sürdürülebilirlik normlarının esas alınabileceğini belirtmekte, böylece raporlayan işletmenin raporlarının dünya genelinde karşılaştırmaya uygun olabileceğini öngörmektedir. Öte yandan, 01.01.2024 tarihinden itibaren yürürlüğe giren AB’nin Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (Corporate Sustainability Reporting Directive-CSRD) hem AB şirketleri hem de AB şirketleri ile ticari ve finansal bağları olan tüm şirketlerin AB’nin Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarına (ESRS) uygun rapor hazırlamasını fiilen bir zorunluluk haline getirmiştir. Bu bağlamda uluslararası faaliyeti olan bir şirketin üç ayrı çalışma yapması tavsiye edilmektedir:

  • TSRS kapsamında Türkçe ve İngilizce sürdürülebilirlik raporları
  • Küresel Raporlama Girişimi Standartlarını (Global Reporting Initiative-GRI Standards) da içeren Türkçe ve İngilizce sürdürülebilirlik raporları
  • Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarını (European Sustainability Reporting Standards-ESRS) da içeren en geniş (tam) kapsamlı sürdürülebilirlik raporları.

Daha kapsayıcı ve pratik bir yaklaşımla tüm bu içerikleri tek bir sürdürülebilirlik raporu ya da entegre rapor altında toplamak da mümkündür.

Sürdürülebilirlik raporlamasının doğrudan veya dolaylı kanallardan istenecek bilgiler bağlamında ticari bir zorunluluk olduğu açıktır. Bu çerçevede, önemli bir soru, zorunlulukların şirketleri ne zaman etkileyeceğidir. IFSR S1 ve S2 Haziran 2023’te yayımlanmış ve bu standartları esas alan TSRS 01.01.2024’ten itibaren yürürlüğe girmiştir. Bu kapsamdaki raporlamalar için hazırlıklar 2024 yılı başından itibaren başlamıştır. Bazı uluslararası şirketlerin ön hazırlıklara 2023 yılında başladığı da bilinmektedir. Çok daha kapsamlı sürdürülebilirlik raporlaması düzenlemeleri de AB’nin sürdürülebilirlikle ilgili yeni direktifi ve standartlarıdır. Bu raporlama kuralları da 2024 yılı başından itibaren uygulamaya girmiştir.

IFRS ve AB’nin çizdiği çerçevelere göre raporlama, çok kapsamlı, zaman alıcı, ciddi uzmanlık ve uğraş isteyen ağır bir iş yükünü gerektirmektedir. Bu nedenle, AB ile ticareti olan tüm şirketlerin bugünden hazırlık çalışmalarına başlaması teknik bir zorunluluk olarak görülmektedir.

Özetle;

  • Sürdürülebilirlik raporlaması, uluslararası bir mega trendin temel aracı olduğundan tüm işletmeleri faaliyetlerinin mahiyetine göre etkileyecektir. AB ile güçlü ticari ilişkileri olan şirketlerin sürdürülebilirlik raporlamasına hazırlıklı olması hem ticari hem de mevzuat bakımlarından zorunludur. Hazırlıklara bugünden başlanması tavsiye edilir.
  • Uluslararası faaliyetleri olan şirketlerin gönüllü sürdürülebilirlik raporlamasına bugünden başlaması, yeni piyasalara açılma, piyasa payını artırma ve finansman imkanlarını güçlendirme ve yeni yatırımları çekme açılarından büyük bir stratejik adım olacaktır.
  • Sürdürülebilirlik raporlaması profesyonel bir şekilde yapıldığında ve yönetildiğinde, maddi olarak maliyetine göre geri dönüş oranı çok yüksektir. Bu raporlamanın ihmali durumunda ise, ticari, finansal, şirket değeri kaybı, değer zincirinden (value chain) çıkarılma, piyasadan uzaklaştırılma ve yasal yaptırımlar dahil telafisi mümkün olmayan sonuçlarla karşılaşılması kaçınılmazdır.

Dr. İbrahim E. Sancak, CEO
Ecolithic Sustainability Solutions GmbH
Akademi yazısını paylaş