Hakkımızda

Sürdürülebilirlik Dünyasına “Ecolithic” ile Güçlü Adımlar Atmaya Var mısınız?

Gelişmiş ülkelerdeki ekonomi modelleri dahil dünya genelinde yaygın ekonomi, finans ve iş yapma modelleri ormanları hesapsızca kullanmanın, çevreye zarar vermenin, havayı kirletmenin, atmosferi sera gazları ile yüklemenin bir önemi olmadığını, önemli olanın kısa vadede çok para kazanmak olduğunu varsayar. Bu bağlamda şirketlerin kurumsal raporlaması (corporate reporting) da var olan bu ekonomi ve iş modellerine dayanır, olanı resmeder, her şey parasal verilerin raporlanması yani finansal raporlama (financial reporting) formatındadır.

İşte bu alışılagelmiş iş modelleri (business-as-usual), üret-tüket-çöpe at-yeniden üret-yeniden tüket-yine çöpe at ekonomisi (linear economy), sadece getiri ve finansal kredibiliteye endeksli finans uygulamaları (finance-as-usual) ve bunların bir çıktısı olan alışılagelmiş raporlama (reporting-as-usual) uygulamalarının yıkıcı etkilerinin gezegenimizin yaşamsal sınırlarını (planetary boundaries) aştığı ortaya çıkalı çok oldu.  Bilimsel çalışmalara göre, gezegenimizin yaşamsal unsurlarına ait dokuz kritik eşikten altısı insanoğlunun etkileri nedeniyle aşılmış durumda. Bunlardan ikisi en kritik olarak kabul edilen iklim değişimi (climate change) ve biyolojik çeşitliliktir (biosphere integrity/biodiversity loss).

Bu gezegende yaşamaya devam edebilmemiz ve gelecek nesillere de yaşam hakkı tanıyabilmemiz, alışılagelmiş iş modellerinin değişmesine de bağlıdır. İş modellerinin değişip değişmediğini bilmenin ve takip etmenin bir yolu da bu modellerin girdilerinin ve çıktılarının raporlanmasıdır. Alışılagelmiş raporlama, temelde salt ekonomik ve finansal yönleri dikkat alırken, çevre gibi sürdürülebilirlik faktörleri hakkında yeterli ve sistematik bilgiler içermez. Bu bağlamda, alışılagelmiş raporlama, daha çok finansal raporlama olarak bilinir, sadece para ve kazanç odaklı yaklaşımlar sergiler, bunları kısa bir dönem için dikkate alır. Yüzlerce çocuk işçi ölümüne çalıştırılsa da insan hakları yerle bir edilse de bütün atmosfer karbondioksite boğulsa da üretim bölgesinde binlerce insan hava kirliliğinden genç yaşta ölse de bir gezegen tümden yok olsa da alışılagelmiş raporlamada bunu görmek ya da dikkate almak söz konusu değildir; alışılagelmiş raporlamaya göre parasal göstergeler iyiyse her şey yolundadır, gerisini de raporlamaya gerek yoktur.  Bu tür raporlama, ilginçtir, az gelişmiş ülkelerde değil, gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerde yaygındır. Bu anlamda, bugün gelişmiş ülke diye bildiğimiz ülkeler, sürdürülebilirlik penceresinden bakıldığında aslında gerçekten gelişmiş ülke değildir. Nitekim, gezegenimizin en büyük sorunlarından iklim değişikliğinin temel nedenlerinden birinin ağırlıklı olarak gelişmiş ülkelerin ekonomik aktivitelerinden ortaya çıkan sera gazlarından kaynaklandığı kabul edilmektedir. Küresel ısınmanın etkileri somut olarak görülmeye başladıktan sonra geç de olsa bu tabloyu fark edenler, küresel çapta bazı adımların atılması gerektiğine karar verip bugünkü sürdürülebilirlik reformlarının ana kolonlarını teşkil eden bazı çalışmalar yaptılar. Paris İklim Anlaşması, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve Avrupa Yeşil Mutabakatı bu kolonlarından üçüdür. İlk ikisi küresel çapta sürdürülebilirlik hedefleri içerirken üçüncüsü Avrupa Birliği’ne özgü sürdürülebilirlik hedefleri içerir.  

Ecolithic, ticari bir şirket olmakla birlikte, topluma ve çevresine katkı ile finansal ve ekonomik amaçlar arasında dengeye büyük önem vermekte, gerektiğinde, bu dengenin ötesine geçerek toplumu ve çevreyi öncelemektedir. Ecolithic, sadece başka şirketlere ve finansal kuruluşlara sürdürülebilirlik alanında destek olmakla kalmamakta, kurumsal yapısı içerisinde sürdürülebilirliğin uygulanmasına dikkat etmektedir. Bu bağlamda Ecolithic tüm faaliyetlerinde 2030 veya daha öncesinde iklim-nötr olmayı hedeflemektedir. AB’nin 2030’a kadar sera gazı salınımlarını %55 azaltma hedefine bir AB şirketi olarak bu anlamda biz de katkıda bulunarak sadece konuşmak değil (talk to talk) konuştuğunu yapan (walk to talk) bir şirket olduğumuzu göstermek istiyoruz. Dahası, AB ekonomisi ile yoğun ilişkileri olan Türkiye’de yerleşik şirketlere bizzat havasını soluduğumuz ve aktif olarak içinde bulunduğumuz AB’nin sürdürülebilirlik dönüşüm reformlarına uyum konusunda destek olmak istiyoruz. 

Ecolithic olarak dünyanın sürdürülebilirlik çalışmalarında başarılı olunamaması durumunda, bunun gelecek nesiller için büyük yıkım olacağını çok iyi biliyoruz. Tüm gayretimiz, Paris İklim Anlaşması, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Türkiye Yeşil Mutabakat Eylem Planı ile belirlenen hedeflere tüm gücümüzle destek vermek, böylece günümüz ve gelecek nesillerin ve gezegenimizin büyük felaketlerden uzak tutulmasına ve insanlığın refahına katkıda bulunulmasına yöneliktir. Bu bağlamda gezegenimize ve toplumsal refaha önem verdiğimiz kadar hiçbir şeye önem vermiyoruz, biz kolaycılıkla pastadan bir dilim almaktan daha çok pastayı büyütmeyi ve daha büyük pastadan herkesin daha büyük bir pay almasını istiyoruz. Bu “Pieconomics” mantalitesinin Ecolithic müşterileriyle hayata geçirmeye kararlıyız. İşte bunun için her zaman kazanacağımızı çok iyi biliyoruz, işte bunun için sürdürülebilir enerji ve yüksek motivasyonla çalışmaya devam ediyoruz.

Unutmamak gerekir ki, sürdürülebilirlik raporlaması, çok sağlam temelleri olan bilgi birikimi, raporlama tecrübesi, şirket dinamikleri, yerel mevzuat bilgisi, tümüyle yeni olan sürdürülebilirlik raporlama standartlarının uygulamaya dönüştürme yeteneği, hepsinden önemlisi saha tecrübesi gerektirir. Ecolithic olarak bu nitelikleri fazlası ile taşıdığımızı belirtmeliyim.
Bu bağlamda, Ecolithic olarak, tüm şirketlerimizi, yatırım kuruluşlarımızı, sektör kuruluşlarımızı, sanayi ve ticaret oda ve borsalarımızı, üniversitelerimizi, kamu kurum ve kuruluşlarımızı hatta başkalarınca rakip gibi görünen ancak bu yolculukta yol arkadaşları olarak gördüğümüz tüm danışmanlık ve teknoloji şirketlerini geniş tecrübe ve bilgi birikimi ile donatılmış çalışmalarımızdan yararlanmaya, bu eşsiz zaman diliminde birlikte sürdürülebilir bir geleceğe koşmaya ve güzel ülkemizin 2053’te iklim-nötr olma hedefinden öte sürdürülebilirlik dönüşüm yarışında lider bir ülke olması için daha güçlü adımlarla birlikte ilerlemeye davet ediyoruz.  

Hakkımızda
Hakkımızda
Sürdürülebilirlik
Gerçekleri
100
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), sosyal boyutlarını tamamen dikkate alan bir yeşil dönüşümün sağlanmasıyla 2030 yılına kadar 100 milyon istihdam yaratılabileceğini tahmin etmektedir.
55
Avrupa Birliği, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarında (1990 seviyelerine göre) %55'lik bir azalma sağlamayı ve 2050 yılına kadar dünyanın ilk iklim nötr kıtası olmayı taahhüt etmektedir.
5
Simon-Kucher Küresel Sürdürülebilirlik Çalışması 2021'e göre, tüketicilerin %50'si sürdürülebilirliği 'ilk 5 değer faktörü' olarak sıralıyor.

Demonuzu ayırtın ve yeşil dönüşümünüzü bugün hızlandırın.