Türkiye’nin İklim Kanunu Teklifi 20 Şubat 2025’te Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) sunuldu. Bu teklif, yasaya dönüşmesi durumunda, Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadele politikaları ve daha geniş çerçevede sürdürülebilirlik politikalarını güçlü bir formda destekleyebilecek yeni bir enerji kaynağı olarak düşünülmelidir.
İklim Kanunu Teklifi metni ve gerekçeleri TBMM tarafından yayımlanmaktadır.
Ecolithic’in bu makalesinde Türkiye İklim Kanunu Teklifi özetlenmekte ve değerlendirilmektedir.
İklim Kanunu Neden Gerekli?
İklim kanunları iklimle ilgili hedeflere yönelik ulusal çapta bağlayıcı bir şekilde ilerlenmesini temel yasa düzeyinde güçlü bir norm ile ortaya koymakta, tümüyle yeni bir güzergahın temel kodlarını yazmaktadır. Avrupa Birliği, Almanya ve İngiltere örneklerinde olduğu gibi iklim kanunları politika ve uygulama güvencesi sağlamak üzere devreye girmiştir.
Hükümetler değişse bile politika ve uygulama açıklığı sağlamada yasa ve yasalara dayalı olarak çıkarılan düzenlemeler öngörülebilirlik ve tutarlılık sağlayacaktır. Türkiye’nin de bu yönde adım atması, Türkiye’nin sürdürülebilirlikte özellikle 2021’den itibaren kazanılan temposunu destekler mahiyettedir.
Bu kanun teklifi, aynı zamanda, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması ile belirlenen hedeflere ve ortaya konulan yaklaşımlara uyumlu bir ulusal politika izleyeceğinin yasa düzeyinde beyanıdır. Bu kanun teklifi, iklim değişimi ile mücadelenin nasıl yapılacağına dair genel bir çerçeve sunmakta, tüm kamu sektörü ve özel sektör kurum ve kuruluşlarına yeni görev ve sorumluluklar yüklemektedir.
Öte yandan, bu kanun teklifi yasalaştığında, Türkiye tüm dünyaya sürdürülebilirlik yönünde ciddi yeni bir mesaj vermiş olacak, sürdürülebilir finans imkanlarından hatta Dünya Bankası gibi çok uluslu ekonomik ve kalkınma organizasyonlarının desteklerinden de daha fazla yararlanma imkanı elde etmiş olacaktır.
İklim Kanununun Amacı ve Kapsamı
İklim Kanunu Taslağı, yasalaşması ile birlikte iklim değişikliği ile mücadeleyi hedeflemektedir. Bu mücadelede iki temel unsur sera gazı emisyonlarının azaltılması (climate change mitigation) ve iklim değişikliğine uyum (climate change adaptation) olup kanun ile bu bağlamdaki planlama ve uygulama araçları, uygulama ve denetim düzeni, sonuçta bunların tümüne dair yasal ve kurumsal çerçeve oluşturulması hedeflenmektedir.
Taslak her ne kadar amaç ve kapsamı bu çerçevede tanımlasa da taslakta yer alan maddeler ile kapsam daha geniş tutulmuş, üçüz dönüşümün temellerine dair hükümler sevk edilmiştir.
İklim Değişikliği Başkanlığı
İklim Kanunu ile İklim Değişikliği Başkanlığı Türkiye’nin geleceğini her yönden etkileyebilecek çok kritik bir kurum olarak konuşlandırılmaktadır. İklim değişikliği ile mücadelede koordinasyonun sağlanması ve gerekli iş ve işlemlerin yürütülebilmesi için İklim Değişikliği Başkanlığının yetkileri ve gelirleri de Kanun Teklifinde tanımlanmaktadır.
Özetle, İklim Kanunu’nun uygulanmasının merkezindeki kurum bu başkanlık olacaktır. Ancak bu sürecin yönetiminde ilgili kurum ve otoritelerden oluşan ve Karbon Piyasası Kurulu gibi yeni karar ve politika mercileri de İklim Kanunu Teklifinde yer almaktadır.
Net Sıfır Emisyon Hedefi
İklim Kanunu Teklifi Türkiye için 2053 itibarıyla net sıfır emisyon hedefini gerekçelerde vurgulayarak teyit etmektedir.
İklimden Diğer Çevresel Faktörlere Geniş Bakış
İklim Kanunu Teklifi sadece iklimle ilgili değil çevresel diğer faktörlerle ilgili hükümler de ortaya koymakta, bir bütün olarak sürdürülebilir ekonomiye geçişin yasal altyapısını belirlemektedir. Örneğin, döngüsel ekonomi ve biyolojik çeşitlilik konularında da hükümlerle geniş bir yaklaşım sergilemektedir.
Karbon Fiyatlandırma
Teklif, karbon fiyatlandırması bağlamında Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kurulmasını öngörmektedir. Yine aynı bağlamda gönüllü karbon piyasaları kurulması imkan dahilinde sayılmıştır.
Emisyon Ticaret Sistemi (ETS)
İklim Kanunu Teklifi ile aynı zamanda Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve karbon kredileri ile ilgili düzenlemeler yapılarak kapsam dahilindeki işletmelerin sera gazı emisyon izni almaları zorunlu hale getirilmektedir. ETS, organize bir piyasa sistemi olarak planlanmaktadır. Bu amaçla oluşturulacak tahsisatlar “kayden ihraç” edilecek yani “kaydi sistem” kurallarına tabi olacaktır.
Piyasa işletmecisi ise Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi olacaktır. Geçiş hükümleri ile ETS tamamen uygulamaya başlamadan önce bir pilot dönem uygulaması planlanmaktadır. ETS, karbon maliyetlerinin SKDM bağlamında AB’ye ödenmesinin önlenmesinde de rol oynayabilecek bir dönüşüm piyasası olacaktır.
Türkiye’ye Özgü Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM)
AB tarafından düzenleme altyapısı hazırlanmış olan ve AB’ye ihracatta söz konusu olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının (SKDM) ülkemiz için de kurulması öngörülmektedir.
Karbon Piyasası Kurulu
Teklif ile Karbon Piyasası Kurulu kurulması öngörülmektedir. Bu kurul üst düzey bir heyet olarak planlanmakta, ETS bağlamında ulusal tahsisat planlarının onaylanması gibi stratejik kararlar almakla görevli olacaktır. Kurulun başkanı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olacak ve sekreteryasını İklim Değişikliği Başkanlığı yürütecektir.
Yeşil Dönüşüm ve İklim Değişikliği ile Mücadelede Finansal Destekler ve Teşvikler
İklim Kanunu ile öngörülen sistemden elde edilecek gelirlerin ancak yeşil dönüşüm ve iklim değişikliği ile mücadele amaçlı kullanılabileceği hükme bağlanmaktadır. Uygulamada olumlu döngü oluşturulması bakımından bu kural çok önemlidir.
Öte yandan bu bağlamdaki destekleyici çalışmalara finansman aktarılmasının esas olduğu ve bu yönde destekleyici mekanizmalar kurulacağı hükme bağlanmaktadır ki, bu durum planlanan çalışmaların kaynaklarının gösterilmiş olması anlamında tutarlı ve gerekli bir yaklaşımdır. Yine aynı yönde sürdürülebilir sermaye piyasası araçlarının teşviki dahil yeni finansal araçların ihracı ve kullanımı ile özel sektörün bu yönde teşviki de planlanmaktadır.
Türkiye Yeşil Taksonomisi ve İklim Finansmanı
Türkiye Yeşil Taksonomi Yönetmeliği Taslağı, daha önce yayımlanmıştı. İklim Kanunu Teklifi ile, öte yandan, iklim değişikliği ile mücadelede önemli mihenk taslarından biri olan yeşil yatırımların belirlenmesine yönelik; iklim finansmanın, iklim değişikliğiyle mücadele teşviklerinin ve Türkiye Yeşil Taksonomisi çalışmalarının yasal zemini oluşturulmaktadır. Bu yönleriyle İklim Kanunu, aynı zamanda Türkiye’de sürdürülebilir finansın temelini oluşturan kanunlardan biri olacaktır.
Yerel Yönetimlerin Rolü ve İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu
Kanun teklifi ile birlikte, yerel yönetimlerin iklim değişikliğiyle mücadeleye dair sorumlulukları daha net hale getirilerek tüm paydaşların işbirliği içinde hareket etmeleri amaçlanmaktadır. Bu bağlamda İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu kurulması öngörülmektedir.
Sürdürülebilirlik Terminolojisinin Yasa ile Belirlenmesi
İklim Kanunu Teklifi, çok sayıda sürdürülebilirlik terimini de tanımlayarak Türkçe sürdürülebilirlik literatürünün temellerini atmaktadır. Örneğin “adil geçiş”, “karbon fiyatlandırma araçları”, “ETS Piyasası”, “iklim adaleti”, “iklim finansmanı”, “yeşil iş”, “yutak alan” gibi konunun temel kavramları bu teklifin yasalaşması ile yasal bir tanıma dönüşmüş olacak, hukuki bir statü kazanacaktır. Teklif ile ortaya konan metnin temel ve kod bir mahiyette olması, bu tanımların Türk hukukunda baz oluşturacağına işaret etmektedir.
Sürdürülebilirlikte Yaptırımlar ve Denetim
İklim Kanunu teklifi, yaptırımlar ve denetim mekanizmasına dair hükümler de getirerek bu alanın kuralı, sistemi ve yaptırımları ile bir bütün olarak yönetimini sağlayacak altyapısını olusturmaktadır. Yaptırımlar idari nitelikte ve ağırlıklı idari para cezası türündedir. Burada yetki İklim Değişikliği Başkanlığına verilmektedir.
Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu ile Entegrasyon
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu İklim Kanunu’nun uygulamasında temel bilgi ve veri platformu olarak kullanılacaktır.
Üçüz Dönüşüm
İklim Kanunu Teklifi, sadece iklim değişikliği bağlamında çevresel konularla sınırlı değildir. Teklif çevresel faktörler yanında sosyal faktörlere de değinmekte, sürdürülebilirlik bağlamında iki temel faktörü de kapsayıcı bir yaklaşım izlemektedir. Hatta teklif, üçüz dönüşüm öngermekte, teknolojik araçlar kullanımı ile teknolojik dönüşüm, yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik konularına hayatın tüm yönlerinde yer verilerek toplumsal dönüşüm öngörmektedir. Örneğin bu bağlamda, tüm eğitim düzeylerinde müfredat ve öğretim programlarının güncellenmesi planlanmaktadır.
Uygulama ve Geçiş
Teklif, kanunlaştığında doğrudan yürürlüğe girecek şekilde tasarlanmıştır. Ancak geçiş hükümleri ile sağlıklı bir geçiş planlanmaktadır. Örneğin, ETS kapsamında yer alacak işletmelerin 3 yıl içerisinde sera gazı emisyon izni almalarına imkan tanınmaktadır. Önemli bir geçiş hükmü de pilot dönem uygulamasıdır ki, bu uygulamanın kuralları Karbon Piyasası Kurulunca belirlenecektir. Teklif ile belirlenen çerçeve ve altyapının kurulmasına dair 5. ve 6. Maddeleri için 2027 sonuna kadar gerekli çalışmaların tamamlanması öngörülmektedir.
Sonuç ve Özet
Türkiye İklim Kanunu Teklifi, Türkiye’de üçüz dönüşümün güçlü bir düzenleme normu ile tüm dünyaya duyurulmasının bir adımıdır. Teklif yasalaştığında Türkiye’de merkezi kamu kurumları, yerel yönetimler ile özel sektör kuruluşlarına tümüyle yeni görev ve sorumluluklar yüklenmiş olacaktır. Bu Teklif yasaya dönüştüğünde Türkiye’nin yeni bir döneme girdiğinin çok güçlü bir beyanı olacaktır. Teklifte en önemli eksikliklerden biri, ara hedeflerin teklif metnine konulmamış olmasıdır. Avrupa İklim Kanunu (European Climate Law), örneğin, Madde 4 ile 2030 için sera gazı emisyonlarının %55 azaltımı ara hedefini metne koyarak aslında 2050 gibi daha uzak bir hedefe uygun bir geçiş planlaması yapmıştır.
Bu bağlamda, Türkiye İklim Kanunu Teklifinin 2030 ve 2040 için ara hedefleri doğrudan metne koyarak konunun ciddiyetini daha güçlü bir tonda vurgulaması isabetli bir yaklaşım olurdu. Öte yandan, Türkiye’de kanunların ne kadar uygulamaya dönüştüğü, kanunun amacının ve ruhunun ne kadar gerçek hayatta görüldüğü ciddi bir tartışma konusudur. Sözün özü, bu kanun teklifinin yasalaşacağını varsayarak sevinmeliyiz ama uygulamayı görmedikçe temkinli olmalıyız.
Ecolithic’ten Kamu Sektörü Kurumlarına ve Yerel Yönetimlere Destek!
Ecolithic, özel sektör yanında kamu sektörüne de destek verir. Ecolithic, sürdürülebilirlik yönünde ilerlemek isteyen tüm kamu kurumları ve yerel yönetimlere uluslararası normlarda A’dan Z’ye her konuda destek verebilecek global bir şirkettir. Özellikle teknoloji yazılımlarında uzmanlaşan Ecolithic, yeşil dönüşümden daha da ileriye giderek sürdürülebilirlik dönüşümüne odaklanır, sürdürülebilirliğin tüm yönlerini dikkate alır.